Sanal Kahramanlar

Çocuklarımız sanal bir ortamda sanal kahramanlar yaratarak sanal dünyada kaybolup gidecektir!

Kılıç

Yaşadığımız zaman özellikle çocuklarımız için çok tehlikeli bir dönemdir. Teknolojinin çok hızlı bir şekilde gelişmesi ile insanlar rahatlıkla her türlü “bilgiye” çok kısa bir zamanda ulaşabiliyor. Bunun yanında rahatlık çok önem verdiğimiz bir özellik haline geldi. İnternet – ister tatilde olsun isterse evde olsun büyük bir çoğunluğumuzun vezgeçilmezidir.

İnternet sayesinde uzaktaki akraba veya dostlarımızla görüntülü görüşme imkanımız var. Alışveriş hızlı bir şekilde internet üzerinden yapılıyor. Adres bulmak da artık çok kolay bir hale geldi. Teknolojinin gelişmesi hayatımızı rahatlatıyor ama tabii ki bir madalyonun diğer tarafı da var.

İnternet artık hayatımızın bir parçası olmuş ve bundan dolayı da onsuz bir gün/ hafta/ hayat düşünemez hale gelmiş durumdayız. Basit bir örnek olarak kendinizde deneyebilirsiniz.

Gün içerisinde kaç defa cep telefonunuza bakıyorsunuz?

Farkında olmadan birçok defa telefonumuza acaba biri bir şey yazdı mı, paylaştı mı diye bakıp duruyoruz. Durum yetişkinlerde böyle ise acaba çocuklarda nasıldır?

Çocuklarımız dünyaya gözünü açar açmaz cep telefonlarıyla tanışmak durumunda kalıyor. Fotoğraflarını çekip sosyal medya platformlarında paylaşıp duruyoruz. Belirli bir yaşa geldikten sonra ise cep telefonu artık hiç elinden düşmüyor. Birçok aile hep aynı durumdan şikayetçi: ‘Çocuğum evde hep cep telefonuyla oynuyor, elinden alınca da ortalığı yıkıyor vs.’. Buna benzer birçok cümleyi alt alta sıralayabilirim ama gerek yok. Daha önce de söylemiştik çocuklarımız sanal bir dünyada yaşıyor.

Sanal dünya demişken, çocuklar ve gençler açısından başka bir sorun daha ortaya çıkıyor, o da çocuklarımızın örnek alacağı kişi veya kişiler etrafında/çevresinde olmamasıdır.

 

Çocuklarımızın örnek aldığı kişiler var mı?

Çocuklarımız kimi veya kimleri örnek alıyor?

Çocuklarımızın örnek aldığı kişileri tanıyor muyuz?

Toplumumuzun geleceği açısından bu soruların cevaplarını bulmamız lazım. Çevremde yaptığım kısa bir sorgulama sonucunda çocuklarımız ya “sanat” dünyasından – gerçekten sanatçı olup olmadıkları ayrı bir konu – hiç tanımadığım kişileri örnek alıyor ya da kimseyi örnek almıyor.

Örnek alacağı kişi olmadığı için de çocuklarımızın bir hedefi veya amacı genel de olmuyor. Ortaokul son veya lise son sınıf gençlerine ‘seneye ne yapacaksın?’ diye sorduğum vakit “bilmiyorum” cevabını almaktan bıktım desem yeridir – ama şaşırmıyorum. Bu cevap ile karşı karşıya kalmamı(zı)n nedeni çocuklarımızın örnek alacak kişileri tanımadığından ortaya çıkıyor. Bu durum ise özellikle bizim toplulumuz için çok üzücü bir durumdur. Çok zengin bir tarihimizin olmasıyla birlikte bugüne kadar çok büyük şahsiyetler yetiştiren bir toplum iken maalesef günümüzde bu değerli insanları tanımıyoruz. Hatta Türkiye’ye tatile gittiğimiz vakit belki onların türbesinin yanından dahi geçmişizdir ama kimin yattığının farkında değiliz.

Gerek Türk tarihinde gerekse İslam tarihinde çok büyük bilim adamları büyük askerler yetiştiren milletimizden bihaberiz. Önemli insanlarımızı hem kendimiz hem de çocuklarımıza öğretmemiz gerekir.

Bunu nasıl yapabiliriz?

Teknolojiyı kullanarak hem öğrenip hem de öğretebiliriz. Haftanın belirli gün ve saatlerinde aileler çocuklarıyla birlikte ortak faaliyette bulunabilirler. Bu sayede çocuklarımız belki değerli şahsiyetlerden birini örnek alarak kendilerine de bir hedef/ amaç belirler.

Türkiye’de bu konu ille ilgili güzel çocuk kitapları neşredilmektedir. Bunları alarak çocuklarımızla birlikte (!) okuyabiliriz. Okuduktan sonra da o konu ile ilgili sohbet edebiliriz ki aile içi etkileşim çok önemli bir noktadır. Bu sayede okuduğumuz hafızada kalıcı olur.

Aksi takdirde çocuklarımız sanal bir ortamda sanal kahramanlar yaratarak sanal dünyada kaybolup gidecektir!

 

Menü schließen