Çanakkale Zaferi

Kendi kuvvetlerinden kat be kat üstün olan düşman kuvvetlerini yerle bir eden Türk askerleri, vatan topraklarını korumak adına tam anlamıyla bir destan yazmıştır.

Bumin Altay

Türk tarihinde türlü askeri zaferlerin arasına bir büyük zafer de Çanakkale‘de eklenmiştir. Canlarını gözlerini kırpmadan feda eden ve Çanakkale Boğazı’nın geçilmesine izin vermeyen şanlı askerlerimizin isimleri tarih sayfalarına altın harflerle yazılmıştır. 

Başlangıç

28 Haziran 1914’te Avusturya-Macaristan İmparatorluğu veliahtı Ferdinand’ın Saraybosna’da bir Sırp tarafından öldürülmesi I. Dünya Harbi’ne (1914-1918) ‘sebep’ olmuştur. Osmanlı hükümeti 2 Ağustos 1914’te Enver Paşa’nın teşviki ile gizli Türk-Alman Antlaşması’ndan sonra 27 Eylül 1914’te Çanakkale Boğazı ‘İtilaf Devletleri’ne (İngiltere, Fransa, Rusya ve müttefikleri) kapandı. Akdeniz’de İngiliz donanmasından kaçan Alman ‘Göben’ ve ‘Breslau’ gemileri 10 Ağustos 1914’te boğazdan içeri alınarak bunları satın almış gibi gösterip adlarını Yavuz ve Midilli olarak değiştirerek Türk donanmasına katılmıştır, fakat Alman komutanı Amiral Souchon ve personeli değiştirilrmemiştir. Karadeniz’de tatbikat bahanesi ile yola çıkan Souchon Sivastopol, Odesa, Kerç, Yalta, Kefe ve Novorosiski üs ve limanlarını bombandırmana tutmasından sonra önce Rusya ardından da İngiltere ve Fransa Osmanlı İmparatorluğu’na harp ilan ederek savaşa girişine neden oldu (Bkz. Özakman, Turgut (2008), S. 57.).

Deniz Zaferi

19 Şubat 1915’te Çanakkale Savaşı düşmanın ilk hücumu ile başladı. Amiral Carden’in kumandasında 12 savaş gemisinden oluşan bir filo 1100 mermi ve uçaklar ile Seddülbahir ve Kumkale’yi bombardımana tuttu. Buna karşılık Türk topları iki İngiliz gemisine hasar verdi. 25 Şubat 1915’te Çanakkale Deniz Savaşı tekrar başladı. Bu defa da İngiliz ve Fransız savaş gemileri ağır isabetler aldı ve boğaz yine geçilemedi (!). Amiral Carden başarısızlığından dolayı görevden alınarak yerine Amiral J.M. de Robeck atandıktan sonra (Bkz. Ötüken (1985), S. 540.) büyük taarruz için hazırlıkları hızlandırdı ve Türk mayınlarını tarayıcılar ile temizledi. Yediyi sekiz Mart’a bağlayan gece Nusret adındaki mayın gemisinin genç komutanı Yüzbaşı Hakkı Bey iki gün önce kalp krizi geçirmesine rağmen hasta yatağında yatmak yerine düşman gemilerinin kontrol ettiği sulara, Erenköy Bölgesi’ndeki Karanlık Liman’a yüzer metre aralıklarla 26 mayın dökmüş, vazifesini başarı ile sonlandırdıktan sonra kalbi durmuş ve vefat etmiştir. 18 Mart 1915 günü Amiral de Robeck büyük taarruza geçti. Üç sıra olarak dizilen düşman savaş gemileri boğazı geçmek üzere harekete geçmiştir. Ancak topçu bataryalarımızın yoğun ateşi ve daha önce Nusret gemisi ile dökülen mayınlar sayesinde İngiliz savaş gemisi ‘İrresistible’ ve ‘Ocean’, Fransız ‘Bouvet’ ve 6 küçük harp gemisi batırılmıştı. Dünyanın en güçlü donanmasına sahip olan İngiltere ve ona yardım eden Fransız donanması mağlup olup geri çekilmek zorunda kalmıştır ki  (Bkz. Güler, Ali (2008), S. 173.) böylece Çanakkale Deniz Zaferi kazanılmıştır.

18 Mart’ta kutlanan zafer ise genelde Çanakkale Zaferi olarak lanse edilir fakat Çanakkale Deniz Zaferi’nin kutlamasıdır. Tarihleri iyi bilmekte tabi ki fayda vardır.

Kara Savaşları

Düşman, deniz yoluyla başarıya ulaşamamış ve 25 Nisan 1915’te 308 savaş ve nakliye gemisi ile karaya çıkarma yaparak tekrar taarruza geçmiştir (Bkz. Özakman, Turgut (2008), S. 227). Burada 5. Ordu Komutanı Alman Liman von Sanders’in harbin başından sonuna kadarki yanlış savunma planları kara savaşlarının gidişini bir hayli zorlaştırmış düşmanın elini güçlendirmiştir. Netice itibariyle düşmanı imha etmek 8,5 ay sürmüş ve bu sürede birçok askerimiz şehit düşmüştür. Düşmanın planı Seddülbahir’e çıkarma yapmaktı. Bu çıkarma ile birlikte Fransız alayı da Kumkale’ye çıkarma yapacak. Bunun yanısıra da Türkleri yanıltmak için Saroz Körfezinde ve bazı yerlerde aldatma çıkarmaları yapılacaktı (Bkz. Atsız, Nihal (1992), S. 51). Liman von Sanders ise Türk kumandanların bütün çabalarına rağmen düşmanın Saroz Körfezi’nin uç kısmından, Bolayır civarından çıkacağını düşünmüş ve yanlış bir savaş planı yapmıştır. Bu nedenle düşmanın asıl çıkarma yaptığı bölgede kuvvetlerimiz azalmıştı. Düşman, planı doğrultusunda Fransız kuvvetleri ile birlikte Kumkale’ye çıkarma yaparak pek kanlı boğuşmalar sonucu 26 nisan gecesi geri çekildi. Seddülbahir’deki çıkarma, kıyı topçularımızın yoğun ateşi ve kuvvetlerimizin karşı taarruzu ile durdurulmuştur. Arıburnu’daki çıkarma ise düşmanı başarıya çok yaklaştırmıştır. Düşmana derhal müdahale eden 27’inci alayımız, arkadan gelen takviyeler ile kat kat üstün hale gelen düşmana karşı daha fazla direnemeyerek Conkbayırı’na doğru geri çekilirken, Bigalı Maltepe civarında bulunan 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal Bey çıkarmayı haber alarak, kendi kendine bir karar almış ve emir beklemeden 57’nci alay ile birlikte Conkbayırı’na doğru ilerlemiştir. Conkbayırı’na vardığında askerlerimizin geri çekildiğini gören Mustafa Kemal Bey, erlere siper aldırarak 57’nci alay gelene kadar bir savunma hattı oluşturmuştur. 57’nci alay geldiğinde Mustafa Kemal Bey o meşhur emiri verdi:

‘Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum! Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve komutanlar geçebilir.(Meydan, Sinan (2008), S. 52).

Bu emir ile birlikte şanlı Türk askerlerimiz öldürmek ve ölmek için büyük bir şevkle, şehit olmak üzere düşmana saldırmış ve kendi kuvvetlerinin birkaç misli olan düşmanı maneviyat gücü ile yenmiştir (Bkz. Atsız, Nihal (1992), S. 53-54). Bu çatışmanın sonunda 57’nci alayın neredeyse tamamı şehit olmuştur. Düşman, çıkarmaların sonuçsuz kalmasından yılmamış ve 8,5 ay boyunca saldırmaya devam etmiştir. Bu süre zarfında korkunç siper savaşları olmuş, düşman bazı yerleri ele geçirmiş fakat Türk askeri buraları karşı taarruzlar gerçekleştirerek geri almayı başarmıştır.
Savaşın özet kronolojisi şu şekildedir:

1 Mayıs       : Arıburnu Türk taarruzu

1-3 Mayıs    : Seddülbahir’de Türk, İngiliz ve Fransız taarruzları

6-8 Mayıs    : Seddülbahir 2. Kirte Savaşı

12/13 Mayıs : Muavenet-i Milliye’nin Goliath’ı batırması

19 Mayıs      : Arıburnu’nda Türk taarruzu

4-6 Haziran  : Seddülbahir 3. Kirte Savaşı

21/22 Haziran: Seddülbahir 1. Kerevizdere Savaşı

28 Haz. – 5 Tem.: Seddülbahir 2. Kerevizdere Savaşı

6-7 Ağustos: Seddülbahir savaşları

6-9 Ağustos: Arıburnu-Conkbayırı savaşları

9 Ağustos: 1. Anafartalar Savaşı ve zaferi

10 Ağustos: Conkbayırı Zaferi

21-22 Ağustos: 2. Anafartalar Savaşı zaferi

20 Aralık: Düşmanın Arıburnu’ndan çekilişi

9 Ocak 1916: Düşmanın Seddülbahir’den çekilişi ve Çanakkale savaşlarının sonu
(Özakman, Turgut (2008), S. 561)

Sonuç

8,5 ay süren kara taarruzu 9 Ocak 1916’da tamamen sona ermiştir ve Çanakkale savaşları zaferle sonuçlanmıştır. Fakat bu zafer hiç de ucuz kazanılmamıştır. Kendi kuvvetlerinden kat be kat üstün olan düşman kuvvetlerini yerle bir eden Türk askerleri, vatan topraklarını korumak adına tam anlamıyla bir destan yazmıştır. Şanlı Türk askerleri en ufak bir tereddüt bile göstermeden, gülümseyerek ölüme gitmiştir. Vatan toprağına göz dikmiş olan düşmanın yaralı askerlerine kucak açarak ayrıca bir insanlık dersi vermiştir.

Kısaca Çanakkale insanlığın savaşı yendiği yerdir. Bize düşen görev ise Çanakkale Savaşını iyi anlamak ve anlatmaktır (!).

Menü schließen