Bye Bye Türkçe
„Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması milli hissin inkişafında başlıca müessirdir. Türk dili dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil şuurla işlensin.“
Gazi Mustafa Kemal/ 1930
Bumin Altay
„Türk milletinin dili Türkçedir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır. Bizde Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz hadiseler içinde ahlâkının, ananelerinin, hatıralarının, menfaatlerinin, velhasıl bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde muhafaza olunduğunu görüyor. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.
…
Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması milli hissin inkişafında başlıca müessirdir. Türk dili dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil şuurla işlensin.“
Gazi Mustafa Kemal/ 1930
Dünyanın en genç profesör ünvanı almış olan merhum Profesör Doktor Oktay Sinanoğlu hayatını Türkçeye adamış ve bu alanda birçok kitap ele almıştır.
‘Türkçe giderse, Türkiye gider! Yabancı dille eğitim ile Türkiye gider.’
tezini savunarak yabancı dilin Türkçe için tehlikelerini göstermeye çalışmıştır.
Ondokuzuncu asrın ortalarından başlayarak bugüne kadar süren İngilizce, Fransızca ve diğer yabancı dillerin sözcükleri moda haline geldiği için Türk dilinde kullanıldığı için bu dil bozulmaya başlamıştır. Tamamen keyfi olarak yabancı sözcüklerinin Türkçeyi baltalamasına izin verilmektedir. Oktay Sinanoğlu da bu keyfi kullanımlara dikkat çekerek Türkçesi olan kelimeleri kullanmaya özen göstermek gerektiğini savunur. Bu konuya önem veren herkese kitaplarını okumayı tavsiye ederiz.
Bugünkü yazımızda ise Almanya’da yaşayan Türk toplumunun gündelik dil kullanımında Almanca kelimelerinin dilimizi ne kadar etkilediğine örneklerle bir göz atacağız. Bilimsellik içermeyen bu yazı sadece farkında olmadan kullandığımız kelimelerin dil yapımızı bozduğunu göstermek içindir.
Burada en yaygın örnekler ise muhtemelen şu kelimelerdir:
Meslek yerine Ausbildung, vergi dairesi yerine Finanzamt, iş veren kurumu yerini Arbeitsamt (Almanca doğrusu Bundesagentur für Arbeit’tır), lise yerine Abitur, randevu yerine termin.
Ayrıca kısaca yaptığımız hataların nedenine de bir göz atalım:
Ambulans yerine hastane arabası (hastane arabası bana göre ambulanstan daha güzel bir kelime olmasına rağmen böyle bir kelime Türkçede yoktur. ‘Krankenwagen’’in bire bir çevirisidir.
‘Devam yaptım.‘ = ‚Ich habe weitergemacht.‘ Burada ‚Weitermachen‘ kelimesi bire bir çeviriliyor. Böyle bir yapı Türkçede yoktur ve kesinlikle yanlıştır. Doğrusu yapmaya devam ettim olmalıdır.
Bir başka yanlış da ‚kuzine‘ kelimesidir. Almaya’da yaygın olan bu kullanım kuzen kelimesinin dişil olduğunu göstermektedir. Fakat Türkçede böyle bir kullanım yoktur. Ya teyzemin kızı, halamın kızı, amcamın kızı, dayımın kızı gibi söylemek ya da sadece kuzenim demek gerekiyor.
Bir işi bitirdikten sonra ‘bittim’ (Ich bin fertig) de yine Almancadan bire bir çeviridir. Burada da bitirdim demek doğrudur.
Fazla ayrıntılara girmeden kısaca farkında olmadan kullandığımız yaygın hataları göstermek istedim. Şu anda dilimizi fazla bozmamasına rağmen dil yapısını da etkileyen bu unsurlara dikkat etmek gerekir. Yeni yetişen nesillerin zaten Türkçe konuşmakta sıkıntı çektiğini göz önünde bulunduracak olursak ileriye yönelik bozuk bir dil kullanımına yol açabilecek sebepler arasında bu hatalar büyük önem arz eder.
Unutmayalım ki ‘Dil, bir milletin en değerli varlığıdır.’